Yanlış Hayat Doğru Yaşanmaz “Ölmeden önce ölmek” fikrini benimseyen, intiharlar kuşanan ve otuz senedir cezaevinde olan bir kadın… Hasret Kurtuluş; uyuşturucu bağımlısı, kocasını öldürmekten hüküm giymiş ve hayattan çoktan vazgeçmiş bir kadındır. Yine bir intihar girişiminin ardından...
Dünyaca tanınmış astronom Florian Freistetter, 2019’da Avusturya’nın en iyi bilim kitabı seçilen 100 Yıldızla Evrenin Hikâyesi’nde bizi yıldızdan yıldıza taşıyor: Gramma Draconis sayesinde Dünya’nın kendi ekseninde döndüğünü biliyoruz.
Yazar, dünyanın en yüce duygusu olan aşkın önünde engellerin nasıl diz çöktüğünü bir kez daha okuyucuya gösteriyor.
Başka şehirlerde yaşayan iki sevgilinin konu edildiği kitap, sevginin koşulsuzluğunu herkese kanıtlamaya geliyor!
Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlikte büyüdüğü dört çılgın erkek arkadaşı yüzünden akranlarından biraz farklı bir kız haline gelmiştir.
Elinizdeki roman, değişmekte olan ve daha da değiştirilmek istenen dünyanın gelecek kodlarını, nano teknolojinin hakimiyeti ile kalbi arasında sıkışmış bir delikanlının kaderine kilitleyen nefes nefese bir hikâye; A-71’in hikâyesi.
Viyana Kuşatması’ndan 2071’e uzanan bir macera.
Everest’e tırmanmadım hiç ya da kimse beni kaçırmadı, bir Hollywood filminde de oynamadım. Pulitzer Ödülü kazanmadım. Kanseri de yenmedim. Ayrıca oldukça huzurlu bir çocukluğum oldu ama ben de yaşadım ve yıllar içinde, burada sizinle paylaşmak için bir sürü şey topladım. Birçok hikâye yazdım.
İlk görüşte âşık olabilirsiniz. Fiziksel bir çekime kapılarak âşık olabilirsiniz. Tutku ve ihtiras dolu bir serüvene çıkabilirsiniz. Paylaşımlarınız üzerinden aşka tutunabilirsiniz. Hiçbir bağlayıcılığı olmayacak şekilde de aşkı tanımlayabilirsiniz. Peki gelecek planlarınızla uyumlu bir aşka ne dersiniz?
Tanrılar beni küçük yaşımda sürdüler yuvamdan, itiraz edemedim; çelimsiz, beceriksiz, silik bir evlattım. Söyleyecek söz bulamadım, alt tarafı bir ölümlüydüm. Yalnız kalmanın, yenik düşmenin nasıl bir şey olduğunu bilirdim sadece. Sen böyle yenikken başkasının iyi talihinin nasıl diken gibi battığını da.
Akrebin Kıskacında, dikkatleri Bediüzzaman Said Nursî'nin hayatından bir kesit üzerine, onun Mustafa Kemal hayatta iken çıkarıldığı tek mahkeme olan Eskişehir Mahkemesi üzerine odaklayan bir çalışma ve bu süreci, on yıllık bir zaman dilimi içerisinde, o günün sosyal-siyasal olayları ve gelişmeleri ile birlikte irdeliyor.
Romanlarıyla adını binlerce insana duyuran Ahmed Günbay Yıldız ikinci şiir kitabında da yüreğini okuyucularına sunuyor.
Yürek burkuntularını, gönül yaralarını romanlarında sizlerle paylaşan yazar şiirleriyle de aynı misyonunu sürdürmeye devam ediyor.
İşte karşı karşıyasın. Haydi bakalım. Söyle söyleyeceğini. De diyeceğini. Dinler de. Tatlı tatlı dinler de. Sevgiden söz aç. Ne çıkar; o seni anlarsa değil, sen onu anlarsan bir şeyler olacak.
Türk edebiyatının ilk felsefi ve gerçeküstü romanı kabul edilen A’mâk-ı Hayal, Filibeli Ahmet Hilmi’nin felsefi ve tasavvufi görüşlerini içermektedir.
Romanın kahramanı Raci, içindeki şüphe ejderhasını susturmak ve mutlak hakikate ulaşmak için mezarlıkta karşılaştığı Aynalı Baba’nın yardımıyla manevi seyahatlere çıkar.
OKUBir oteli yönetmekle bir kurumu, geniş bir işletmeyi, bir ülkeyi yönetmek aynı şeydi aslında. İnsan kendini, olanaklarını tanımaya, gerçek sorumluluğun ne olduğunu anlamaya başlayınca bocalıyordu, dayanamıyordu.
Ankara Milli Mücadele yıllarında hiçbir çıkar gözetmeksizin yurtları için çalışan bazı subayların ve politikacıların zaferden sonra “sermaye çevreleriyle ilişkileri” ya da “arsa spekülasyonu”, “taahhüt işi” gibi girişimlerle zenginleşmeleri, “inkılap”a boşvermeleri. Romanın kadın kahramanı Selma’nın yaşamı izlenerek Milli...
Toplumsal normlara ince bir başkaldırı…
Bir sabah uyandığınızda hafızanızı kaybetmiş olsaydınız ne yapardınız? Nasıl bulurdunuz benliğinizi? İnsan, başkalarından dinleyerek ne kadar tanıyabilir kendini? Herkes her şeyi anlatır mı yoksa işine geldiği kadarını mı söyler? Kendini, ailesini, yaşadığı ülkeyi unutan biri için her şeyin eskisi gibi olması mümkün müdür?
Aşk rüzgârın söylediği bir şarkıdır Polisiye romanlarıyla tanınan Ahmet Ümit, bu kez Aşk Köpekliktir’de “katil kim?” yerine, binlerce yıllık “aşk nedir?” sorusuna yanıt arıyor.
Aşk-ı Memnu yirminci yüzyıl başında İstanbul’da, Batılı yaşam tarzını benimsemiş bir toplum katında geçen gönül macerasını konu edinir. Her bir karakterin özel bir hayat yaşaması romanın başlıca özelliği sayılır.
Ella ve Aziz’in aşkını, Mevlânâ ve Şems’in yoldaşlığını güzel ve büyülü bir çerçeve gibi saran AŞKIN KIRK KURALI, Şafak’ın aşk, tasavvuf ve anlam arayışı üzerine kaleme aldığı bir metin.
“Yolcuya yolda azık gerek. Ömrü garip bir yolculuktan ibaret ozan için yollar yolları izlemiştir, yıllar yılları emip bitirmiştir. Şimdi kala kala ölmek kalmıştır son azığı yerine.”
Aşkla Kal – Kahraman Tazeoğlu İnsan olmaktan yorulur bazen insan. Hayat yorar, aşk yorar, yalnızlık yorar, kalabalık yorar, gelen yorar, giden yorar… Sana sunulan hiçbir şeye alışma bu yüzden. Terk edenler yorar… Daha az güvenmeye, daha az...
Ateş Gecesi – Reşat Nuri Güntekin ATEŞ GECESİ, Reşat Nuri Güntekin”in önemli romanlarından biridir. Yazar, Ege bölgesinde yaşanan unutulmaz bir aşkın çevresinde, döneminin gerçeklerini de ustalıkla yansıtmıştır. Çalıkuşu”ndaki Feride gibi, Akşam Güneşi”ndeki Jülide gibi, Güntekin”in bu kitabında...
Memduh Şevket Esendal'ın Bütün Eserleri dizisinin ilk kitabı olan 'Ayaşlı ile Kiracıları', yazarın en önemli yapıtlarından biridir.
1946'da CHP Roman Ödülü'nü de alan yapıtta, Memduh Şevket Esendal cumhuriyetin ilk yıllarındaki Ankara'dan bir kesit sunar.
Kız Kulesi’nin, Galata Kulesi’yle yaşadığı bir gecelik aşk sonrasında dünyaya gelen bir çocuğu vardır!.. Kız Kulesi, minarelerin baskısından korktuğu için ayrılmak zorunda kalır çocuğundan. İstanbul’u terk ederken, babası olan Galata Kulesi’ne bir anlık dönüp bakan, ama sevgi dolu bakışlarına hiçbir karşılık alamayan çocuk Lizbon’a yerleşir... Ve orada, “Belém Kulesi” adıyla bilinir.