Rubailer – Hasan Ali Yücel Klasikleri
Rubailer
Mevlânâ Celaleddin Rumî (?1207-1273): Harezm başkenti Belh’te doğdu. Saygın bir âlim olan babasının siyasi anlaşmazlıklar ve yaklaşan Moğol istilası yüzünden göç etmesiyle Selçuklu Anadolusu’na geldi. Alaaddin Keykubat’ın davetiyle başkent Konya’ya yerleşti. Babasının vefatıyla, onun makamını ve görevlerini devraldı. Dokuz yıl Tırmızlı Seyid Burhanettin’e öğrencilik yaptı. 1240’lı yıllarda Tebrizli Şems ile tanıştı. Mesnevi ve Divan-ı Kebir ile tasavvuf edebiyatının en büyük şairlerinden biri olarak tarihe geçti.
Yapıtlarının bütünü düşünüldüğünde yalnız 13. yüzyılın en büyük tasavvuf şairlerinden biri değil, dünya şiirinin de en önemli adlarındandır. T. İş Bankası Kültür Yayınları, içinde bulunduğumuz 2007 yılında, doğumunun 800. yılı UNESCO’nun girişimiyle bütün dünyada “Mevlânâ Yılı” olarak kutlanacak şairin 107 rubaisini Hasan Âli Yücel’in çevirileriyle kendi dizisinde okura sunuyor.
Hasan Âli Yücel (1897- 1961); Klasikler’den Köy Enstitüleri’ne,1938 sonundan 1946 Ağustosu’na dek süren Milli Eğitim Bakanlığı döneminde kurduklarıyla Cumhuriyet Aydınlanması’nın en önemli ve kalıcı “orkestra şefi”ydi. Telif ve çevirileriyle de son derece nitelikli bir kültür insanı olan Yücel’in Mevlânâ çevirileri, şairin 800. doğum yılına denk gelen
110. doğum yılında yeniden okurla buluşuyor.
Bu katra katra şiirler,
Hilkatin muamması önünde
Aşkın yanan vecdiyle dökülmüş
Birer gözyaşıdır.
Mevlana,
Varlığın mistisismini
Ve aşkın lirismini sezerek
Gözü yaşaranlara
Ölmiyen bir arkadaştır.
Kendini onda kaybeden,
Onu
Kendinde bulmuş olacaktır.
Yorumlar
Henüz yorum yok.