İzin ver; onu bir kere de ben anlatayım! İzin ver; herkesin boyuna göre açıldığı bu ufuksuz denizde sana yaklaşabilmek değil, fakat kıyılardan, gerilerden yani kendimden uzaklaşabilmak manasına bir kere de ben gücümü deneyeyim! Öyle ki, sahili kaybetsem, artık gerilere dönemesem ve sende boğulsam, işte o zaman aradığım hayatın eşiğine ayak basmış olurum.
Peygamber (s.a.v.) sevdalısı ve şairi olan Hassân b. Sâbit’e (r.a.), “Muhammed’i övecek bir şiir oku!” dediklerinde, “Ben sözlerimle Muhammed’i (s.a.v.) övemem, bilakis Muhammed (s.a.v.) ile sözlerimi güzelleştirmiş olurum,” demiştir.
“Hayatını incelediğimizde, yeryüzüne rahmet yaymak için gönderilen son elçi olan Hz. Muhammed’in (s.a.v.), insanlığın vicdanını temsil ettiğini rahatça görebiliriz.”
Dedem Hazreti Muhammed (asm), Âlemlerin Efendisi olarak yaratılan Hz. Muhammed'i (asm) anlatma gayesiyle kaleme alınan Kenz-i Aşk dizisinin son halkası.
Bugün adını andığımızda çoğumuzun zihninde, bembeyaz sakalları göğsünü kaplamış ihtiyar kimseler olarak beliren Zübeyr b. Avvam, Talha b. Ubeydullah, Sad b. Ebu Vakkas, Abdullah b. Mesud.. gibi büyük sahabiler, İslam’ın ışığına koştuklarında on beş, on altı, on yedi yaşlarındaydılar...
Sevgili çocuklar, sizler için bu kitabı hazırlarken, hacmi küçücük ama içi hazinelerle dolu bir kitap olsun istedik. Sayfalarını teker teker çevirirken, içiniz Sevgili Peygamberimiz’in sevgisi ile dolsun istedik...