İngilizce yazılmıştır ve Omca Korugan tarafından tercüme edilmiştir. Elif Şafak bu kitabında göçmen sorunu, kadına şiddet, tasavvuf gibi temaları işlemiştir. Londra’da yaşamaya başlayan bir ailenin gözünden göçmenlerin durumunu anlatan kitap, 1.5 yılda tamamlanmıştır.
19. yüzyıldan itibaren yaşanan medeniyet değişiminin sancıları, kadın erkek ilişkileri, Batılılaşmadaki problemler, tecrübesiz gençlerin yaşadıkları sıkıntılar gibi daha pek çok olgu ve olay bu hikâyelere konu olmuştur.
Büyük imtihanlar güçlü insanlar yetiştirir. Her esen fırtınanın hayatınızı yerle bir edeceğini düşünmeyin. Bazı fırtınalar önünüzdeki engelleri yok etmek için kopar.
(...) Derken o yolculukta bir an geliyor, durup geriye bakma gereği duyuyorum. Geçtiğim yolları, uğradığım durakları, güzergâh boyu karşılaştıklarımı anımsıyorum.
Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.
Karaların ve denizlerin hâkimi Kanuni Sultan Süleyman, aynı zamanda "Muhibbi" mahlasını kullanan büyük bir şairdi. Önemsediği, fakat karıncaların bürüdüğü bir ağacı kesmek için Şeyhülislam Ebussuud Efendi'ye bir tezkire yazar ve konuyu sorar:
Dırahta ger ziyan etse karınca ziyanı var mıdır anı kırınca
Yavuz Sultan Selim Han’ın Mısır Seferi devam ederken, Portekizlilerin Hazreti Peygamber’in kabrini açma ve mübarek naaşını kaçırma planları yeniden mi gündeme geliyordu? Eğer öyleyse, bu menfur girişimin arkasında yatan sebepler neydi ve buna kim mani olacaktı?
Mavi kelebeklerin hikâyesini bilir misiniz? Mavi kelebekleri her yerde göremezsiniz. Oldukça nadir görülürler. Sabah uyandığınızda, "Bugün mavi kelebekleri görmeye gidiyorum," diyemezsiniz.
Ben ilkokula gittiğim yıllarda öğretmenimiz bize Kelime Defteri tuttururdu. Alfabetik fihrist formunda, ince uzun bir defterdi bu. Türkçe dersi sırasında karşılaştığımız yeni bir kelimeyi ve onun anlamını günlük defterimize değil Kelime Defteri'ne yazar, karşı tarafta cümle içinde kullanırdık. Böylece kendimize ait sözlüğümüz oluşurdu.
Öykü ayrı dinden olan iki sevgilinin kavuşamayışı ekseninde ilerler. Bu kitapta Anadolu ve Azerbaycan versiyonlarının benzerlikleri ve farklılıkları sergilenmektedir.
Burjuva Mösyö Jourdain'in asilzade olma yolundaki umutsuz ve gülünç mücadelesini anlatan, XIV. Louis'nin en çok güldüğü Molière oyunu unvanını kazanan Kibarlık Budalası ilk kez 14 Ekim 1670'te Chambord'da, aynı yıl 28 Kasım'da ise, sarayda kralın huzurunda oynanmıştır.
Kırmızı Saçlı Kadın romanında, okuru ilk olarak 1980’li yılların İstanbul yaşamı karşılıyor. Romanın başkahramanını ise ailesinin tek çocuğu olarak büyüyen Cem adlı bir genç oluşturuyor.
Kızıl Veba'da yirminci yüzyılın başından yüz yıl sonrasına, 2010'lar dünyasına bakan Jack London'ın öngörülerindeki keskinlik, kitabı bir klasik olmanın ötesinde, günümüz için hâlâ canlı bir eleştiri kılıyor.
Kördüğüm, hayatının hassas bir evresinde, günümüzün acımasız çarkları arasına sıkışmış genç bir kadının yaşadıklarını çarpıcı bir “geri dönüş” hikayesiyle anlatıyor.
Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır.
İçerisinde Oğuz Atay’ın birkaç kısa öyküsünü barındıran Korkuyu Beklerken, 1975’te yayımlanmıştır. Bu nedenle Korkuyu Beklerken eserinin türü Öykü Derlemesidir.
Dönemin liberal demokrasi anlayışına bir eleştiri mahiyetinde kaleme alınan roman, insanların gittikçe bencilleşip olaylar karşısında duyarsızlaşmasını bir körlük metaforu etrafında işliyor.