Eylül”, günümüz okuru için, yalılarda, köşklerde yaşamış Batılılaşma etkisindeki İstanbulluların aile yapısı; kadınların duygu dünyası; müzik, yeme içme, giyim kuşam, eğlence kültürü gibi gündelik yaşam odaklı da okunabilecek klasik bir roman.
Olsun derttaş, sen Seyyah'la sonsuz bir yolculuğa çıkmaya hazır ol! Çünkü gece vakti bir sır açılır, gece vakti bir sırrın açılacağına inanıp uyumayanlara. Ve elbet bir gün mükâfatları verilir, sabırla Allah yolunda yürüyenlere...
Herkesin bir derdi vardır. Bazıları geçer, bazıları geçmez. Bazıları anlatılır, bazıları anlatılmaz. Bazen anlatmak istersin ama dinleyecek birini bulamazsın. Bilirsin, muhabbettir ihtiyacın ama iki lafın belini kıracak bir dost bile yoktur yanında.
Darülelhan'ın (Konservatuvarın) alaturka kısmında ud eğitimi alan Neriman, mensup olmakla iftihar ettiği Doğu kültürünü çok seven babası Faiz Bey'le on beş yaşından beri Fatih semtinde oturmaktadır.
Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi. Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer.
Devrim zamanı Rusya… Karakışı aratmayacak kadar soğuk, kasvetli bir eylül günü, tıp fakültesinden yeni mezun olmuş bir doktor, şehirde çoktan unutulmuş geleneklerin ve boş inançların hüküm sürdüğü uzak bir kasabaya gelir.
Gençlik, Tolstoy’u çağdaşlarından ayıran gözlem gücünün ve artık yazarın alâmetifarikası haline gelen sade, çarpıcı üslubunun öne çıktığı ilk eserlerden biridir.
Durmadan başını belaya sokan Deniz, ailesinin de isteğiyle bir Öğrenci Değişim Programı'na katılır. Fakat bir yanlışlık sonucu kendisini Afrika'da bir kabilede bulur…
Karanlığın bütün gölgeleri yuttuğu bir İstanbul akşamı. Bütün sesler susmuş. Yalnızca gelip geçenlerin görmediği, duymadığı Gölgeler’in sesleri yankılanıyor sokaklarda.
Paris sosyetesine gözünü dikmiş, hırslı ancak naif hukuk öğrencisi Rastignac’ı da içinde barındıran bu burjuva cehennemi, Goriot Baba’ya dek hiç bu denli çarpıcı bir üslupla tasvir edilmemiştir.
Seçimler tamamlanıp oylar sayılmaya başlayınca, tüm idari yetkilileri şaşırtacak bir manzara ortaya çıkıyor. Başkentteki oy pusulalarının yüzde 70’inin tamamen boş olduğunu gören yetkililer, bu durumu hemen hükümete bildiriyor.
Düğün günü öldürülen bir gelin… Ve olaya tanıklık eden yüzlerce davetli. Cinayeti kimin işlediği ortada, herkes kendinden emin ama ya hepsi zekice bir illüzyonla yanıltılıyorsa...
Zeze’nin maceraları Güneşi Uyandıralım ile devam ediyor. Çocukluk dostu şeker portakalı fidanı yerine çok sevdiği kurbağası ona yoldaşlık ediyor artık.
1854'te Kırım Savaşı'na subay olarak katılan Tolstoy, bu döneme dair izlenimlerini Hacı Murat'ta bütün canlılığıyla romana aktardı. Savaşan taraflar kadar, egemenler ve uyrukları arasındaki ilişkilerin sergilenişi, kişilerin ve coğrafyanın kusursuz tasviri bu esere güçlü bir gerçeklik duygusu kazandırmaktadır.
Unutma yetisi, insanlığa verilmiş bir ödül müdür yoksa ceza mı?
Bir tarafta hafızası en büyük düşmanı olan namıdiğer Hafıza Koleksiyoncusu, diğer tarafta ise unutkanlar ordusu...
İbrahim bin Cevri el Hamevi el Gassani, Kanonikler adına çalışırken Halid bin Velid'in canına kastedecek kadar gözünü karartan bir Hristiyan Gassani fedaisidir.
Hamlet için kısaca bir intikam tragedyası diyebiliriz. Eser, amcası Claudius’un, babasını öldürüp tahta çıkması ve çok kısa bir süre sonra annesi ile de evlenmesi üzerine Hamlet’in girdiği bunalım ve ruhsal çöküntü ile başlıyor.