"Yarına kalmanın adıydı belki yanında kalmak. Yanındayken bile bile kaybolmak… Bundan zerre korkmamak. Şimdi onu özlemek bile içinde bir bedel taşıyor. Ruhuna dokunamadığın kanına dokunuyor."
“Kör müydü gözlerin, nasıl göremedin” diye sordular senden sonra. Kör değildim. Ve hayatımda en çok iki kere parlamıştı gözlerim. Birincisi seni ilk gördüğüm, ikincisi giderken ardından baktığım gün.
Okul yıllarında aşk acısı çektiğinde not defterine neler yazdı?
2. Abdülhamid döneminde neden zindana atıldı?
İlk görev yerinde kendisine teklif edilen rüşvete nasıl cevap verdi?
Neden İttihatçıların arasına katılmak zorunda kaldı?
Diyalog tekniğini kullanan eser, hukukun doğal kaynaklarını, yasaların nasıl düzenlenmesi gerektiğini, sınıflar arasında toplumsal uyumun nasıl sağlanabileceğini ele alır.
Yaşama Sevinci Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. 1864’de ilk öykü kitabı Ninon’a Öyküler yayımlandı. 1865’de kendi yaşamından izler taşıyan Claude’un İtirafları...
Bu kitap senin için.
Yazdığım her bir cümlede, her satırda kalbinin derinliklerine dokunmak istedim.
İstedim ki yalnız olmadığını bil; acını hafifletecek bir teselli olabilirim sana…
Yaşadıklarını, hissettiklerini ve belki de en çok ihtiyaç duyduğun şey olan anlayışı, tüm
kalbimle, senin için yazdım.
Kalbindeki yaralarının, sende bıraktığı derin izlerin ve her bir gözyaşının ardındaki
hikâyeleri biliyorum.
Nereden mi? Kendimden…
Yüzyıllardır ayakta kalan, üç farklı dönemi -Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet yaşamış bu mabedin; minarelerinde, kubbesinde, avlusunda, külliyesinde, meydanında, içinde ve dışında neler yaşandığını hiç merak etmediniz mi?
Cahit Zarifoğlu'nun şiiri bunca anlaşılmaz, kapalı ya da zor anlaşılır bulunmasına rağmen, şimdiye kadar hiçbir aklı başında şiir okuyucusu (eleştirmen ya da okuyucu olarak) bu şiirleri reddetmek, yok saymak cesaretini gösterememiştir.
Orhan Pamuk’un kült eserleri arasında görülen “Yeni Hayat”, 40 dilden fazla dile çevrilmiştir. THE GUARDIAN’ın “Yeni Hayat Özel Bir Vaka” diyerek söz ettiği roman "Bir gün bir roman okudum ve hayatım değişti" sözleri ile başlamaktadır.
Bir akademisyen meslektaşını öldürerek San Quentin Hapishanesi'ne düşen eski bir profesör, burada yaşam boyu hapis cezasını çekerken maruz kaldığı korkunç işkenceden kaçmak için zihinsel taktikler geliştirir.
Yol, Jack London’ın henüz on sekiz yaşındayken giriştiği çılgınca serüvenin anlatısıdır. Dünyayı keşfetme fikrinin büyüsüne kapılan genç London, işini bırakıp trenlerle binlerce kilometre kat ederek Kuzey Amerika coğrafyasını dolaşır.
“Memleketin en kötü günlerinde düşmanlar iyice içeri doldukları sırada, başından beri politikaya karışmamış, orta rütbede, dövüşken Türk subayının, ordusuz kalma dramını anlatmak istedim.”
Birinci Dünya Savaşı ve Büyük Buhran yıllarının boğucu atmosferinde yerleşik kalıpların dışına taşanların, gelecek kaygısı taşımayan ama bugünü de sonuna kadar yaşayanların, sistemin dışında kalmakta direnenlerin, beş parasız aylak takımının hikâyesi Yukarı Mahalle.
“Ne çalıyordu anımsamıyorum, ağır, hüzünlü bir şarkıydı. Kokusunu, saçının sıcağını yanağımda duydum. Elimi beline koyarak ince ipeğin üzerinden belinin çukuruna hafifçe dokundum. Elini omzuma bıraktı. Kollarımda tutuyordum onu, yavaşça dönüyorduk. Onu kucakladığım bütün yaşları, yaşanmış, kaybolmuş güzel günlerimizi bir an yeniden anımsadım. Başım dönüyordu. Bir daha doğmuştum. Bu hüzün ülkesinde ilk adımlarımı atıyor ve düşmekten korkmuyordum.”
Bu öykümün içinde sende varsın; üzüntülerin, mutlulukların, öfken, neşen, en önemlisi hayallerin. Geçmişin burada, haydi gel, geleceğimizi de beraber yazalım.
Büyülü gerçekçilik akımını temsil eden ve çok sevilen bir eserle tanışmaya hazır mısınız? Cevabınız "Evet." ise Kolombiyalı yazar Gabriel García Márquez'in Yüzyıllık Yalnızlık isimli kitabı sizi bekliyor. Yetişkin okur kitlesine hitap eden bu kitabın özgün anlatımına ve içeriğine hayran kalabilirsiniz. Bu eseri okurken insanın peşini bırakmayan yalnızlık kavramını derinlemesine düşünebilirsiniz. Gelin, dijital yayıncılık imkânıyla her zaman yanınızda taşıyabileceğiniz Yüzyıllık Yalnızlık'ın içeriğini yakından inceleyelim.
Hayata tersinden bakan yetişkin bir çocuğun hikâyesini takip ediyorsunuz…
Elinizdeki kitabı ters çevirip okumayı denerseniz, on dakikada normal hızda okumaya geçersiniz. Yerçekimine karşı koyarak, ayaklarınızı bir yere yerleştirip başınızı aşağı sarkıtın; hiç kimsenin fark etmediği ayrıntıları görmeye başlarsınız. Uçmayı becerebilen tek memeli türü, üstelik sesleri kullanarak karanlıkta en iyi gören yaratıklar, başları hep aşağıda duran, hayata tersinden bakan yarasalardır.
Yeni bir binyılın arifesinde, Birinci Dünya Barışı Vakfı’nda çalışan Zamir’in görevi ne pahasına olursa olsun savaşları durdurmaktır. Baş döndüren barış senaryoları, komplolar ve mücadeleler içinde Zamir şu soruya yanıt arar: İnsan nasıl barışır?
1900’lerin başlarında, yıkılmakta olan imparatorluğun başkenti İstanbul’da en çok saygı gösterilen kabadayılardan biri olan Arif ’in gölgesinde güvenle yaşayan iki kardeşin intikam hikâyesi Zarlar.
Şeker Portakalı; yoksulluk ve sevgisizlik içinde yaşayan küçük Zeze’nin dünyasını, okuyucusuna yalnızca minik bir çocuğun gözünden değil, evrensel bir hakikat penceresinden sunuyor.
Hüzünlü bir aşk öyküsü olan Kürk Mantolu Madonna, iki hikayeden oluşan bir anlatıma sahip. İlk hikayede Rasim adlı karakterin iş bulması ve Raif Efendi ile tanışması anlatılıyor.