Varlığın kendine armağan olsun, başkalarına köle değil.
İnsanlar ve yaşadıkların gelip gidecek senden. Her şeyin sonunda yine kendinle baş başa kalacaksın.
Acılarında, mutluluklarında ve yalnızlıklarında kendini çok daha iyi tanıyacaksın.
Yazar, dünyanın en yüce duygusu olan aşkın önünde engellerin nasıl diz çöktüğünü bir kez daha okuyucuya gösteriyor.
Başka şehirlerde yaşayan iki sevgilinin konu edildiği kitap, sevginin koşulsuzluğunu herkese kanıtlamaya geliyor!
“Herkesin umutları vardı ve umutsuzlukları, herkesin imkânları vardı ve imkânsızlıkları.
Hayat iki uçluydu her daim, kutlamaların konfetileri ve vedaların külleri arasında gidip geliyordu gerçeklik.”
Daire 7 “Sanki geçmişimi bir sırt çantası gibi hep yanımda taşıyordum. Yürürken, otururken, gülerken, koşarken, konuşurken, yerken, içerken, sarılırken, eğlenirken o hep oradaydı; sırtımda. Biz sırtında çantalarla yaşayanlarız. İçi bizi acıtan anılarla, kıran bilgeliklerle ve mahveden tecrübelerle...
Yaptığın fedakârlığın, gösterdiğin insanlığın ve tüm bunların karşılığında uğradığın haksızlığın da haddi hesabı yok. Anlatamadın kendini, anlaşılmadın ve biliyorum hep tek başına kaldın. Tüm iyi niyetine rağmen yaşadığın bu yalnızlığın da mantıklı bir açıklaması yok. Ne hevesle çıktığın yolların, sadece senin çabanla güzelleşen hayatların ve menfaatleri uğruna sana açılan kolların, ikiyüzlü insanların sonrası yok.
Seni yanıma, tüm dünyayı karşıma almak istiyorum.
Hava soğuktu, rüzgâr acımasız. Burası bir kar küresiydi, biz de içindeki figürler. Gün gelecekti, birileri bu kar küresini eline alıp sallayacaktı. Kar yağıyor sanacaktık oysa altüst olacaktık...
Karlı bir ormanın tam ortasında tanıdım seni. Orman acımasızdı. Orman ıssızdı. Orman soğuktu. Sen ise bir kar tanesi gibi eşsizdin.
Bir kar tanesi gibi erimeye mahkûmdun Eylül… Günler geçti, kış dindi… Güneş açtı, orman ısındı. Ve sen kar tanesi… Günün birinde milyonlarca kar tanesi gibi eridin… ve ben seni kurtaramadım.
Genç yazar Beyza Alkoç tarafından kaleme alınan “Karantina” isimli bu roman, gençler arasında şu sıralar oldukça revaçta. Yazarın genç yaşına rağmen gösterdiği bu performans büyük takdir toplarken, gençleri sürükleyici bir maceraya davet ediyor.
Maceraya kaldığınız yerden devam etmeye hazır mısınız? Öyleyse Karantina serisinin ikinci kitabı olan Karantina İkinci Perde tam size göre! Romanın içinde yer alan karakterler ve onlar arasındaki arkadaşlık bağları, sizi eski zamanlara götürüp arkadaşlarınızı hatırlamanızı sağlayacak. Kitabın olay örgüsü ve her sayfasındaki adrenalin dolu kurgusu sayesinde onu hemen bitirip serinin devamına geçmek isteyeceksiniz. Gelin, çok beklenen ve seveceğinizi düşündüğümüz bu romanın içeriğinden kısaca bahsedelim.
Edebiyat dünyasının feminist bir makalesi olarak adlandırılan Kendine Ait Bir Oda, kadın hareketinin elinden düşürmediği önemli kitaplardan biri olmayı başarıyor. Erkeklerin kadınlara uyguladığı baskının ve her zaman süre gelen “Eşitlik” tartışmasının cevabını tarihten alıntılar yaparak yanıtlıyor.