3-10 yaş, çocuğunuzun benlik bilincinin geliştiği dönemdir. Sonrasında, çocuğunuz edindiği bu bilinci dış dünyada deneyimler. İşte bu hayati dönemde çocuğunuzun en önemli sınıfı eviniz, koridorlarınız ve en yakın öğretmeni de sizsiniz.
Anlattıklarımın hepsini bizzat uyguladım. Bu 30 günlük programın sonunda 9 kg verdim, 'vücut kitle indeksim' azaldı, kas kitlem arttı, kan şekerim 24 puan düştü, tansiyonum kontrol altına girdi, artık tansiyon ilacı kullanmıyorum.
Evet, avantajlarınızı tanıyıp kullanarak önünüzdeki harika yılları en iyi şekilde değerlendirmek elinizde! Doğru beslenme ve aktif bir yaşam tarzı ile ömrü uzatmak ve yaşadığınız hayatı çok daha kaliteli hale getirmek mümkün.
Yaşlanma sürecini yavaşlatabilir, bedeninizi diri ve dinç, görüntünüzü sağlıklı ve genç tutabilir, yaşam kalitenizi artırabilirsiniz.
Gözünle Görmeden İnanma!
Her şey Çetin dedemle zeytinlikte sohbet ederken başladı. Dedem bana ‘Evladım gözünle görmediğin hiçbir şeye inanma!' dedi.
Neeee?! Gözümle görmediğim hiçbir şeye inanmayayım mı?
Annenin Ruh Halleri Annelik… Her kadının tatmak istediği ‘güzel’ duygu… Kadını ‘kadın’ yapan olgu… Yaradan’ın kadınlara ‘özel’ lütfu… Kadına Cennet kapısını açan anahtar! Annelik kutsal olmasına kutsal ama, günümüzde anneler çok da mutlu değil! Kimisi eşleri, çocukları tarafından...
İnsan vücudu, doğa ve uzay hakkında hiç duyulmamış onlarca sorunun cevabını birer birer sana anlatıyorum.
Neden?
Çünkü ben bilge bir kişiliğim!
Ve bilgelik bayrağını devretme vakti geldi!
Sen bu satırları okurken ben yeni geliştirdiğim mikrogranülazyon makinesine binmiş, insan vücudunun derinliklerine doğru bir yolculuğa çıkmış olacağım.
Sen bu satırları okurken ben uzay mekiğime binmiş keşfedilmemiş yeni bir gezegen bulmak için uzayın derinliklerine doğru maceralı bir yolculuğa çıkmış olacağım.
Ama merak etme! Bu kitap sayesinde bilgeliğimin bir kısmını sana aktarıyorum. ‘Uzay’ hakkında 50 kafa kaşındıran sorunun cevabını birer birer anlatıyorum.
Hava karardıkça bende bir sen başlar, susamayacak kadar dolu konuşamayacak kadar yorgun gönlünü hissederim mesafelere aldanmadan.
Acını anlatamazsın ama “acıyla” anlatabilirsin heybenden dökülenleri. Daha konuşmaya başlamadan ne diyeceğini bilen Rabbine açarsın avuç avuç azabını.
İçimde sürekli bana seslenen bir ses var, en zor anlarımda bile konuşmaktan vazgeçmiyor: “Bu hayatta çok şey gördük, geçirdik; hiçbir şey bizi yenip yıkamadı!
Bunlar mı yıkacak? Zor yıkarlar!”
Bir Sivrisineğin Gözünden Eğlence, Macera, Aksiyon Dolu Bir Farkındalık Kitabı
Ben bilim hayvanı Prof. Dr. Vızvızakan.
Hikâyem tarih öncesi çağlarda başladı.
Her insanda “destekleyici bir iç ses” vardır. Bu sesi bulmak, kısılmışsa sesini açmak, durmuşsa harekete geçirmek gerekir.
Destekleyici iç sesi açığa çıkarabilmek büyük bir kazanımdır. O ses susmuşsa ya da kısıklığı sebebiyle artık işitilmiyorsa insan, yaşadığı hadiselerin en olumsuz yanlarına odaklanmaya başlar. Bu da sonu gelmez bir mutsuzluğun başlangıcı olur.
Prof. Canan Karatay bu kez gerçek tıbbın yeni şifreleriyle karşınızda! Yine iddialı, yine kendinden emin. Köhnemiş yanlış bilgileri düzeltiyor, ufku genişletiyor, sağlığa getirdiği Karatay bakış açısını pekiştiriyor. Mutluluk ve şifa için en kestirme yolu gösteriyor. Hepimizi iyileştiriyor!
Çocuklar severek okur,Annelerin içi rahat olur.Hatice Kübra Tongar’ın kalemindenBir Kendini Arama Öyküsü…Bir Gözümüzden şikâyet gözlüğünü çıkarıp, Şükür gözlüğü takmamızı sağlayacak sıcacık bir öykü…Ve Çocuklarımız ekran önünde tozlanmasınlar diye eğlenceli bir öykü…3 kitap bir arada.
60 yıllık hekimden tüm virüslere ve bakterilere karşı kolaylıkla uygulayabileceğiniz korunma yöntemleri! Her yaşta, her zamanda, her koşulda…Bağışıklık Zırhımız
Sen bana “Üşüdüm,” dedin diye ben kendimi yaktım, biliyor musun? Ama sen bunun değerini bilmedin. Ben evimde seni hayal ettim, çocuklarımızı hayal ettim, dünyanın seninle daha güzel olabileceğini hayal ettim. Ama sen içeri girmeyi reddettin, evimi başıma yıktın ve ben altında kaldım. Ama önemli değil, çünkü ne ev kaldı, ne de enkaz. Ben o enkazdan çıktım. Sen bana sevgisizliği öğrettin. Keşke seni hiç tanımasaydım...
Bazen gitmek gerek, hiç görmediğin yerleri görmek için... Bazen her şeyi unutmak gerek, en sevdiğin şarkıyı silip ilk defa duyuyormuş gibi dinlemek gerek. Sevmek gerek, sanki hiç o acıları tatmamış gibi yeniden tanışmak gerek. Yardım etmek gerek, bazen de yardım edilmesine izin vermek gerek. Yaraların derin de olsa dikiş atılmasına izin vermek gerek. İçindeki merhamet seni sen yapan şey olsa da, bazen merhameti bir kenara bırakman gerek.
Mutluluk Terapileri Hepimiz doğuştan bir özle geliriz dünyaya. Temiz ve saf bir öz. Buna ‘gerçek benlik’ de diyebiliriz. Biz çocukken ortada sadece gerçek benliğimiz vardır. Benliğimizin ve özümüzün etkisi ile bir başka çocukla hemen arkadaş olabiliriz. Arkadaşlarımıza küssek...