Bu dizinin ilk kitabı olan Zaman Bisikleti'nde, Yağmur ile Damla, babalarıyla birlikte günümüzden tam yüz bin yıl öncesine gidiyorlar, Karain Mağarası'ndaki bir kabilenin yaşadıklarına, Çuka ile Anin'in ilginç buluşlar yapmalarına tanık oluyorlardı.
9,10,11,12 yas
Geçmiş zamanda hapsolsaydınız ne yapardınız?
Dizimizin bu son kitabında zaman bisikletimizin bilgisayarı, çocukların Çuka ile Anin'e yaptıkları ziyaret sırasında ne yazık ki bozuluyor ve kahramanlarımızı zamana hapsediyor.
Şeker Portakalı; yoksulluk ve sevgisizlik içinde yaşayan küçük Zeze’nin dünyasını, okuyucusuna yalnızca minik bir çocuğun gözünden değil, evrensel bir hakikat penceresinden sunuyor.
Küçümen Karcık, meraklı, küçük bir "öğrenci" olarak başladığı bu serüvenin sonunda ülkesine öğretmen olarak döner ve karatahtaya ilk dersinde şunu yazar: "Hiçbir şey yoktan var olmaz, vardan yok olmaz."
Hoşça git," dedi tilki. "Vereceğim sır çok basit: İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez." Küçük Prens unutmamak için tekrarladı: "Gerçeğin mayası gözle görülmez."
Annemle babam sınıfımda. Üstelik buna bizzat ben yol açtım. Daha dün akşam, ikisi de otuz altı yaşındaydı ve normal birer anne-babam vardı. Bu sabah on bir yaşındalar...
Charlie ve ailesi o kadar fakirdir ki çikolata bile alacak paraları çoğu zaman yoktur. Diğer taraftan, dedesi Joe’nun kendisine hep bahsettiği Wonka Çikolata Fabrikası’nı ise çok merak etmektedir.
Müzede çalışan halasıyla, annelerini kaybetmiş, yüreği yaralı yavru köpeklerle, Odasında aniden canlanan heykelcikle, sıkıcı emeklilik günlerini renklendirmek isteyen bay fonti'yle ve Tonton dedesiyle kurduğu dostluk, Onu birbirinden keyifli serüvenlere sürükler…
Bir cumartesi günü, kalabalığı yeni dağılan limanda karşılaştılar. Güliz Hanım onu görür görmez anlamıştı, aylardır hayalini kurduğu kedi tam karşısındaydı!
Erich Kastner, bu korkusuz, yürekli, alabildiğine saf şövalye bozuntusunun serüvenlerini aktarırken, kaybolan şövalyeler döneminin değerlerine sarılıp öylece kalmış sıra dışı bir adamı da, Cervantes gibi, ölümsüzleştiriyor.
Bu kitapta sizleri, kahramanları hayvanlar olan maceralarla baş başa bırakıyoruz. Kendine yardımcı arayan aslanın, yük taşımaktan yorulan eşeğin, yeni konuk gergedanın, kral olan karganın öykülerinde ormandaki hayata daha yakından bakacaksınız.
Ödüllü yazar ve illüstratör Peter Carnavas, bir çocuğun babasının depresyonuna naif bir bilgelikle meydan okuyuşunu anlatıyor. Fil, bir aile, umut ve iyileşme hikâyesi.
Yazlıkçılar adasında yaşayan kediler, kışın insanlar evlerine dönünce, aç kalırlar. Soğuktan tir tir titrerler. Ama her şeyin bir çözümü vardır.Nasıl mı? Cevabı Behiç Ak'ın yazıp, resimlediği Kedi Adası hikâyesinde.
Kış ortasında bir akşam vaktiydi. Denizin en derin yerinde, yaşlı mı yaşlı bir balık nine sayıları on iki bini bulan çocuklarıyla torunlarını çevresine toplamış, onlara bir masal anlatıyordu...
Bu kitapta Ormanlar Kralı Aslan ve çevresindekilerle, halktan biri olan "Kurnaz Tilki"nin çatışmaları, sürtüşmeleri ilginç bir serüven biçiminde dile getiriliyor.
Eşitlikten ve kardeşlikten uzak bir yönetici… Mutsuzluklardan yorulmuş insanlar… Yaşamları, özgürlüğün sembolü Mavi Kuş ortaya çıkınca birden değişiverir.
Bir tezatlıklar şehridir Tahran; bir yandan halkın yakasına yapışmış diz boyu yoksulluk, öte yandan zenginliğin verdiği tüm nimetlerden faydalanan ayrıcalıklı sınıf.
En iyi arkadaşım! İki kardeş, sabah gözlerini açtıkları andan gece yatana kadar her dakikalarını birlikte geçirir. Yaşadıkları doğa onlara her gün yeni bir macera sunduğu için kendilerini çok şanslı hissederler.
Tıpkı sana benzeyen muhteşem kızların hikâyeleri... Hin fikirli bir cadı, krallığın tüm aynalarının üstüne düşen görüntünün tam tersini yansıtmasını sağlar.