Marifetname – Tam Metin
Bu kitabın müellifi Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretleri, zahir ve bâtın ilimlerinde son derece yüksek bir mevkie sahip olup hem ulemâ-i âmilinden, hem de meşayih-i kiramdan bir zât-ı celilü’l-kadrdir. Kendisini rahmetle anar, onun ve diğer pîranin rühaniyet-lerinin bizimle beraber olmasını Hakk Teâlâ’dan niyaz ederiz.
Müellif hazretleri ehl-i sünnet ve cemaat mezhebindendir. Zaten hem itikad ve hem amelde tek yol Sünnîliktir: Zamanımızda İslâm dünyasında ve bu arada memleketimizde türeyen bazı gafil ve cahiller ehl-i sünnet yolundan saparak yüce dinimizin safiyetini bozmak istemektedirler. Reformcular, vehhâbîler, selefiyye cereyanı sâlikleri, mezhebleri inkâr edenler, mezhebleri telfik (birbirine karıştırmak) isteyenler, rafızîlerin peşine düşenler, din perdesi altında hizipçilik, anarşi ve terör kundakçılığı yapanlar, yüce dinimizi kavmiyetçiliğe âlet edenler, azılı mason ve anarşist Af ganîlerin peşinden gidenler, Sahih-i Buharî’de uydurma hadis olduğunu iddia edenler ortalığı ifsad etmektedirler. Bütün mü’min kardeşlerimizin bu zararlı bid’at cereyanlarına karşı son derece uyanık bulunmaları, onların aldatıcı propagandalarına kanmamaları ve ehl-i sünnet mezhebine sımsıkı sarılmaları lâzımdır. Tâ ki, dinimiz yücelsin, ümmetimiz selâmet bulsun.
Marifetname ‘nin bu baskısı büyük emeklerle hazırlanmış, gerektiği zaman selâhiyet sahiplerine danışılmış ve elden geldiği kadar eksiksiz bir eser vermek için gayret sarf edilmiştir.
Şu hususu da belirtmeliyiz ki, Şeyh İbrahim Hakkı hazretleri Rabbani bir âlim, kâmil bir mürşid, gerçek bir rehberdir. Mârifetnâme adlı eserinin çok değerli bir kitap olduğunda ümmetin ittifak ve icmâı vardır. Belki pozitif ve tecrübî ilimlerle alâkalı kısımlarında bazı eskimiş bilgiler bulunabilir. Ama dinî, şer’î, tasavvufi, ahlâkî bölümleri asla eskimez, hattâ zaman ilerledikçe gençleşir. Çünkü bunların kaynağı Allah’ın kitabı, Resûlullah’ın sünneti ve Peygamber vârislerinin öğütleridir.Mârifetnâme’de hatâ arayanlar kendi hatâlarını teşhir etmiş olurlar.
Türkiye’mizin yetiştirdiği büyük İslâm âlimi ve arifi Şeyh İbrahim Hakkı Erzurumi hazretlerinin Marifetname ‘si eski tâbirle bir «muhitü’l-maarif’tir ; yâni bir ilim ve irfan okyanusudur. Baştan sona kadar inceliklerle, hikmetlerle dolu bir hazinedir. Böyle bir eseri milletimize sunmaktan dolayı bahtiyarlık duyuyoruz ve bizi buna muvaffak kıldığı için Yüce Hâlık’ımıza hamd ü senalar ediyoruz.
Başarı bizden değil, ancak Cenâb-ı Hakk’tandır.
BEDİR YAYINEVİ
Müellifin Önsözü
Sınırsız hamd, sayısız şükür ve sonsuz sena, var olacak her şeyi ezelî ilmi ile takdir ve tebyîn, kâinattaki her şeyi sonsuz feyzi ile tertib ve tâyin eden, gül bahçesi olan âlemi, âdem gülü ile süsleyip bezeyen Vâhid, Ferd ve Ehad olan Allah (celle celâlüh) hazretlerine olsun! Hakk Teâlâ bütün cihanı insan için, insanı da kendini tanıması için yaratmıştır. İnsanda, yarattığı şeylerdeki bütün hakikatleri ve mânâ âleminin bütün inceliklerini bir araya toplayarak açığa vurmuş, böylece insan ruhunu Cami’ ismine suret, emânetinin taşıyıcısı ve sırlarının mahalli kılmıştır. Alemde olan nice bin hikmetine âlimleri vâkıf, cihan kitabının her bir harfinden kendini bildiren âyetleri okuyanları arif, gönül âlemine giren kullarını Kâba huzurunda âkif eylemiştir.
Efdâlü’s-salâvat, ekmelü’t-teslîmât, Kâinatın Efendisi, mahlûkların en şereflisi, mevcudatın özü ve Allahü Teâlâ’nın «Eğer sen olmasaydın cihanı yaratmazdım», hitabına mazhar olan aleyhissalâtü vesselam hazretlerinin ism-i a’zam ve akl-ı evvel olan olgun ruhuna olsun ki, halkı cehalet karanlıklarından hidâyet aydınlığına çıkarınca nefsini bilen ümmeti Rabbini de bilmiştir. Ayrıca bütün sözlerinde, işlerinde, iman ve ahlâkta ona tâbi olan, gönülleri iman nuru ve marifet huzuru ile dolu ashabına da dualar olsun (rıdvanullahi aleyhim ecmain).
Bu hakir-i hakikî İbrahim Hakkı, bu kitabı yazarken, «Allahü Teâlâ seni iki cihanda aziz etsin», diye duâ ettiği, aziz ve şerif oğlu seyyid Ahmed Na’imî’ye hitab etmektedir.
Önce bilinmelidir ki, Hakk Teâlâ iki âlemi insanoğlu için, onları da ancak Kendini tanımaları için yarattığını herkese duyurmuştur. Nitekim lûtf ve keremiyle (hadîs-i kudside), «Ben gizli bir hazine idim. Tanınmayı sevdim. Beni tanımaları için mahlûkatı yarattım», buyurmuştur. O hâlde âlemin ve insanın yaratılmasında esas maksat, Mevlâ’yı tanımaktır. Fakat bu her şeyden üstün olan Rabbi tanımak, nefsi tanımaya bağlıdır. Nefsi tanımak da bedeni tanımaya bu da âlemi tanımaya bağlıdır. Âlemi tanımak ise hakikî ilimlerle mümkün olacağı için bir miktar ilm-i hey’et ve hikmetten (astronomi ve felsefe) alıp toplayarak, bir miktar ilm-i teşrih-i ebdân ve enfüsteri (anatomi ve psikoloji) elden geçirip seçerek, biraz da kalb ve marifet ilimlerinden (tasavvuf ve bilgelikten) iktibas ile ele alarak Türkçeye terceme ile bu beğenilen kitabımı bir Mukaddime, üç Fen ve bir Hatime olmak üzere yazıp tasnif ettim.
Mukaddime’de mârifet-i hey’et-i İslâmı, yâni İslâm dinine göre kâinatı tanımayı ve dünya ve âhiretin hâllerini bildirdim. Birinci Fen’de, âlemdeki varlıkları ve bunların yaratılmasındaki hikmetleri, İkinci Fen’de insan bedeninin yapısını etraflıca açıkladım. Üçüncü Fen’de marifete (yâni Allahü Teâlâ’yı tanımaya) kavuşmanın nasıl olduğunu, Hâtime’de ise dost, akraba ve komşularla sohbet etmenin (bir arada yaşamanın) şartlarını ve edeblerini (âdâb-ı muaşeret) bildirdim. Böylece, önce Mukaddime’de, Kur’ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerle sabit olan dünya ve âhiretteki olayların akıl almaz inceliklerine vâkıf olup, tam bir inanç ile her varlığın Yaratıcısını bilip azamet ve kudretini düşüneceksin. Sonra Birinci Fen’de, kâinattaki ince san’atları birer birer görüp, cihanın sırlarına vâkıf olunca, insanın kabuğunun1 âlem, âlemin özünün de insan olduğunu anlayarak her şeyden feragat edip kendine döneceksin. Sonra ikinci Fen’de, beden ve ruhunda Allahü Teâlâ’nın kudretinin akıl almayan büyüklüğünü, âlem-i kebirdeki her şeyin misalini vücudunda görerek, vücudun küçük bir âlem olduğunu anlayıp, kendi nefsinde, Hakk Teâlâ’nın açık alâmetlerini seyr edeceksin. Vücudunun sultanı olan ruhun kıymetini anlayıp marifet nefs mertebesini bularak kendi âleminde sultan olacaksın. Üçüncü Fen’de, kalbleri çeviren Allahü Teâlâ’nın akim ermediği ilham ve tasarruflarını, Zâtının va sıfatlarının kalblere yakınlığını, âlem-i ekber olan kalbinde ilme’l -yakîn ile bilerek, Hakk Teâlâ’dan başka her şeyi unutup, her işi yapan, tasarrufunda bulunduran yalnız O olduğunu anladığında âlem-i vahdete erip, Vâhid ve Ferd olan Hakk Teâlâ’nın varlığını ve birliğini basiretinle ayne’l – yakîn ile görerek mârifetullah devletine erecek, bu yakınlık saadetini hakke’l – yakîn ile bilip, devamlı O’nunla kalacaksın. En sonunda Hatime bölümünü de okuyarak, kesret âleminde mevcud olan hükümleri ve varlıkların mertebelerini öğrenip hudutlarını koruyarak Allah’ın mahlûklarının rıfk ve müdârâ ile gönüllerini kazanacak, kalb huzuru içinde ve selâmette kalacaksın.
Bu kitaptaki konuların sırası, yukarıda anlattığımız lâtif üslûb ile tamamlanacaktır. Kabul gözü ile okuyanların Mevlâ’nın açık alâmetlerinin hakikatine eriştirecektir. « Marifetname » ismini verdiğimiz bu kitab , Hicrî 1170 [M. 1756] senesinde tamamlanmıştır.
Bu Esere Dair
Ertuğrul DÜZDAĞ
Mârifetnâme, bir «Mukaddime» ile üç «Fen» ve bir «Hatime» olmak üzere beş ayrı bölüm üzerine tertip olunmuştur. Bu kısımlar da kendi içlerinde «Bâb, Fasıl. Nevi» olarak ayrılmıştır. Bunların dışında başta ve sonda, bir kaç sayfalık yazılar vardır.
Bu kısımların içindeki mevzular ve meseleler, aşağıda kısaca hülâsa edilecektir. Verilecek sayfa numaraları, İstanbul’da Mat-baa-yı Amire’de yapılmış olan 1330 (1914) tarihli son baskısına aittir.
Eserin son baskısı 563 sayfadır. Baş taraftaki «Fihrist» ayrıca sayfa numarası almıştır. Sayfalar büyüktür. Çerçeve içine alınmış olan yazının eb’adı 14X26 cm. dir. Bir sayfada 39 satır vardır. Kitapta çokça bulunan şiirlerin birkaç mısraı bir satıra sığmaktadır. Şiirlerden başka, eserde anlatılan mevzularla ilgili olarak çizilmiş çok sayıda şema, cetvel v.s. de bulunmaktadır.
Kitap Marifetname – Tam Metin
Yazar Erzurumlu İbrahim Hakkı (ra)
Tercüme Faruk Meyan
Yayınevi Bedir Yayınları
Kağıt – Cilt 2.Hamur kağıt, ciltli
Sayfa – Ebat 1.166 sayfa – 17×24 cm
Yayın Yılı Yayın 1999 – Baskı 2018
Yorumlar
Henüz yorum yok.