Zülfü Livaneli'nin usta kaleminden, sürgün yaşamı ve öldürmek-bağışlamak ikilemi üzerine, okurları ve eleştirmenleri değişik kurgusu ve beklenmedik final(ler)iyle de etkileyen, kusursuz bir roman.
Engin bilgi birikimi ve hakim üslubuyla adından söz ettiren Ortaylı; bu kez karşımıza yalnızca cevaplarla değil, bir kitap dolusu yanıtı olan şu soruyla çıkıyor: “Bir Ömür Nasıl Yaşanır?”
Sevgiye ve pişmanlığa dair anekdotlarla iç içe geçmiş olan Bir Psikiyatristin Anıları’nı okurken, kitapları pek çok insan için yol gösterici bilge bir psikiyatrist ve düşünürün yaşam yolculuğuna şahitlik ediyoruz.
İstediği gibi resimler yapamayan tilkiye yardım edebilecek tek bir kişi var. Onu bulmak için yola çıktığında ise birçok engelle karşılaşıyor. Tilki, bu engelleri aşıp başarının sırrını öğrenebilecek mi?
Kendisini bilime ve araştırmaya adamış Biruni'nin hayatını okurken, insanlığa hizmet etmiş kişilerin hayatlarını araştırma alışkanlığı geliştirir, bilgiye ulaşmak için araştırma yapmanın önemini kavrar.
Hikâye uzak bir diyarda, bir çocuğun hayaliyle başlar. Hayaller hayalleri besler, mutluluklar ortak oldukça çoğalır ve çocuklar çabalayarak hayallerine kavuşur. Ustanın da onlara dediği gibi, “Düşmeden öğrenilmez!”
Bazı romanlar bittiklerinde başa dönüp ilk sayfaları tekrar okumak istersiniz. Romanı birkaç günde okusanız bile, sanki ilk sayfaları okuyalı aylar, hatta yıllar geçmiş gibi, nasıl ve nerede başladığını anımsamakta zorlanırsınız.
Boğaziçi'ndeki okullardan birinde yatılı okumakta olan Tahsin, kendisine eşek Türk diyen Cemil'e taş atar ve onu yaralar. Okulun öğretmenlerinden Orhan ilk müdahaleden sonra yaralanan çocuğu evlerine götürür.
“Benden tavsiye isteyenler oluyor.Söyleyeceğim tek şey şu: Bir an dur, geri çekil, yaptığınişi ve hayatını gözden geçir ve ‘Değiyor mu?’ diye sor.Cevap olumluysa devam et.”
Adem Güneş, Bırak ve Rahatla’da kendimizi nasıl onarabileceğimizi anlatıyor… Altı haftalık bir program içerisinde ‘Duygusal Farkındalık Eğitimi’ sunuyor…
Çok komik olmanın yanında hayranlık uyandıracak kadar gerçekçi... Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü burada nüve haliyle görebiliyoruz. Hayvan Çiftliği'ni de...
Cevşen kolye (Cevşenü’l Kebir) İslam’da böyle mübarek duaların okunması, takılması ve hastalara üflenmesi gibi şeyler vardır ve hakikattir. Te’sirin ve şifânın Allah’tan olduğuna inanarak, içlerine sadece âyet veya Allah’ın isim ve sıfatlarının yazılmış olduğu bir muskayı taşımada bir...
Genç ve başarılı showman Ali Biçim, farklı üslubuyla kaleme aldığı, gerçek ile kurmacanın iç içe geçtiği hikâyeleriyle okura ironi sanatının özel örneklerinden birini sunuyor.
Bir dede ve bir torunla tanışacaksın burada ama dede de dede yani. Etem'e sorarsan "Türkçe'ye kafayı takmış." Sen de ne konuştuğuna dikkat et ki dedenin hışmına uğrama.
"Bu ülkede bulunmamızın, hırsızlıktan başka bir nedeni olduğunu söyleyebilir misiniz? Bu öylesine kolay ki. İngiltere'nin memuru, Burmalı'nın kollarını tutar, tüccar da adamın ceplerini boşaltır. Britanya İmparatorluğu, İngilizlerin, daha doğrusu Yahudi ve İskoç çetelerinin ticaret tekelleri kurmalarını sağlayan bir aracıdan başka bir şey değildir."
Büyük cevşenin tamamı (Celcelütiye İlaveli) içerisinde açıklamasıyla birlikte verildi. Kullanımı kolaylaştırmak ve zamanla manasına vakıf olabilmek için bir tarafta arapçası, hemen karşı sayfa da açıklamasına yer verildi.