Paris sosyetesine gözünü dikmiş, hırslı ancak naif hukuk öğrencisi Rastignac’ı da içinde barındıran bu burjuva cehennemi, Goriot Baba’ya dek hiç bu denli çarpıcı bir üslupla tasvir edilmemiştir.
1854'te Kırım Savaşı'na subay olarak katılan Tolstoy, bu döneme dair izlenimlerini Hacı Murat'ta bütün canlılığıyla romana aktardı. Savaşan taraflar kadar, egemenler ve uyrukları arasındaki ilişkilerin sergilenişi, kişilerin ve coğrafyanın kusursuz tasviri bu esere güçlü bir gerçeklik duygusu kazandırmaktadır.
Hamlet için kısaca bir intikam tragedyası diyebiliriz. Eser, amcası Claudius’un, babasını öldürüp tahta çıkması ve çok kısa bir süre sonra annesi ile de evlenmesi üzerine Hamlet’in girdiği bunalım ve ruhsal çöküntü ile başlıyor.
Çocukken Hıristiyanların şiddet eylemlerine hedef olan ve iyi yürekli bir asker tarafından kurtarılan Esther adlı Yahudi kız, bir Katolik kilisesine asılacak dini bir tabloya modellik eder.
Roman 19. yüzyılda Paris ve Le Havre arasındaki demiryolu hattında geçen bir suç ve aşk hikâyesidir; insanın öldürme içgüdüsünü ve nasıl bir kötülük makinesine dönüşebileceğini anlatır.
Şehir şehir dolaşıp Homeros’un destanlarını anlatmayı görev bilen Homeros Oğulları’nın hüküm sürdüğü erkek egemen düzende o da kendini Homeros’un kızı olarak görür.
Büyük Amerikan romanları arasında yerini alan Huckleberry Finn'in Maceraları, Mark Twain'in de en iyi yapıtı olarak kabul edilir. Eğitimsiz, batıl inançlara sahip, ama iyi kalpli bir çocuk olan Huck, işsiz güçsüz ve ayyaş babasından kaçar.
Tolstoy, insan sevgisi ve inanç konularını ustalığının bütün inceliğiyle işlerken, İnsan Neyle Yaşar? ile gerçek hayatı yansıtan tabloların içinde yeni bir ahlak anlayışını ortaya koydu.
İstanbul’un fethi sırasında yetmiş geminin bir gecede vadilerden, tepelerden, bağlardan ve ormanlardan aşırılarak Haliç’e indirilmesi; Waterloo Savaşı’nın sonucunu değiştiren bir anlık hata; 74 yaşındaki Goethe’nin 19 yaşında bir genç kıza duyduğu aşkla yarattığı başyapıt;
Herbert Spencer çeşitli bakış açıları ortaya koyuyor. O, İngiliz okulu ile birlikte karakterin uzun müddet dış bir kuvvetin zorlaması ve hayat koşulları altında değişebileceğini kabul ediyor. Fakat ona göre bu iş asırlarca sürebilir. İrade terbiyesinde bir işe yaramaması ve uygulanabilir olmaması dolayısıyla bu kuramın bizce bir önemi yoktur.
Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.
Öykü ayrı dinden olan iki sevgilinin kavuşamayışı ekseninde ilerler. Bu kitapta Anadolu ve Azerbaycan versiyonlarının benzerlikleri ve farklılıkları sergilenmektedir.
Burjuva Mösyö Jourdain'in asilzade olma yolundaki umutsuz ve gülünç mücadelesini anlatan, XIV. Louis'nin en çok güldüğü Molière oyunu unvanını kazanan Kibarlık Budalası ilk kez 14 Ekim 1670'te Chambord'da, aynı yıl 28 Kasım'da ise, sarayda kralın huzurunda oynanmıştır.
Kim, macera için doğmuş gibiydi. Neşeli, hareketli ve çok zeki bir çocuktu. İngiliz egemenliğindeki Hindistan’ın küçük bir kentinde sokaklarda yaşıyordu.
Kızıl Veba'da yirminci yüzyılın başından yüz yıl sonrasına, 2010'lar dünyasına bakan Jack London'ın öngörülerindeki keskinlik, kitabı bir klasik olmanın ötesinde, günümüz için hâlâ canlı bir eleştiri kılıyor.
Rahat ve korunaklı bir yaşam süren saygın bir kadın, sekiz yıllık evliliğinden sıkılmış, burjuva dünyasının kozasından çıkarak kendini genç bir piyanistin kollarına atmıştır.
Deniz halkının kralı, derinlerdeki muhteşem sarayında altı kızıyla birlikte yaşıyordu. Kızların hepsi çok güzel ve yetenekliydi, ama en küçük kız diğerlerinden biraz farklıydı.
Halil Cibran'ın zamanında küçük kâğıt parçalarına ve defterlerine karaladığı aforizma ve mesellerden oluşan bu küçük kitap, sanatçının parçalı bir "otoportresi"ni ortaya koyuyor.
Eserinde devlet adamlarının niteliği, birey, toplum, devlet ilişkilerinin nasıl düzenlenmesi gerektiği üzerinde durmuş, yaşadığı toplumun geleneksel değerlerine uygun olarak iyiliği, erdemi ve akılcılığı önermiştir.
1857'de yayımlanan ve kamuoyunda hayat-edebiyat ekseninde ciddi tartışmalar yaratan ilk romanı Madame Bovary'den insanın bilmeyle olan derin mücadelesine odaklanan ancak tamamlayamadığı son romanı Bouvard ile Pécuchet'ye her romanında farklı yollar deneyen 19. yüzyılın en yenilikçi klasiklerinden biridir.
1916’da yayımlanan Mahşerin Dört Atlısı Ibañez’e dünya çapında ün kazandırdı. Birinci Dünya Savaşı’nda Fransa cephesini konu alan eser iki kez sinemaya da aktarıldı.
Maltalı Yahudi, 1565 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun Malta’yı işgali sırasında geçer. İngiliz tiyatrosunun ilk Machiavellici karakteri olan Barabas’ın hikâyesinin yer yer karamsar bir dille, yer yer alaycı bir mizahla anlatıldığı oyunun arka planını ise döneme hükmeden dini ve politik gerilim oluşturur.
Doğadaki hayvanlar, bitkiler ya da cansız varlıkların insanlar gibi düşünüp konuştuğu, tanrılarla insanların bir araya geldiği Aisopos masallarının özünde halk kitlelerinin yöneticilere üstü kapalı eleştiri ve itirazları saklıdır.