Hepimiz hayat yolculuğunda kendimiz için “en iyi” olanı arıyoruz. Bu kitap, içinde bulunduğumuz çağın insana sunduğu imkân ve olasılıklara karşın artan çatışma ve zorluklar karşısında yeni bir bakış açısı ve çözüm yolları bulunmasını kolaylaştırmak için kaleme alındı.
Çok eski zamanlarda sakinleri birbirinden sevimli kangurular olan bir ülke varmış. Okumanın çok sevildiği bu ülkede çok sayıda gazete varmış. Hiç gazete olur da dağıtıcı olmaz mı? Bu ülkede çok sayıda gazete dağıtıcısı varmış. Bunlardan biri de Kanga adındaki bir kanguruymuş. Daha fazla gazete dağıtmak isteyen Kanga kesesine daha çok gazete sıkıştırmış. Ancak hadiseler hiç de beklediği gibi gelişmemiş.
Bu kitabı yazarken, gençlik yıllarımı hatırlamadan edemedim. Tam yarım asır önce ortaokul ya da lise yıllarındayken, kendime bir soru sorup dururdum: "Gençliğe adım atarken 'ÖRNEK' olarak kimi seçmeliyim?
Sana her zaman duyduğun sıradan şeylerden bahsetmeyeceğim. Bu sana çok iddialı gelebilir ama hikâyenin sonunda bana hak vereceksin. Çünkü ben de “Gölge Dünya”yla tanışana kadar sıradan bir çocuktum. Hatta çok sıkıcı bir hayatım vardı da denebilir. Yani okula gidip geliyor, ödevlerimi yapıyor, yemek yiyor ve uyuyordum.
8 yaş ve üzeri
Hayat bağlanmalardan ibarettir. Önce anneye… Sonra babaya… Aileye… Ardından "yaşama" ve "yaşamaya" bağlanma… Yaşama sevincini kaybetmiş kişiler bağlanamayanlardır. Birçok psikolojik sorunun kökeninde bağlanamamak ya da bağlanmanın şiddetini ayarlayamamak vardır. Ve bu duygusal kazanım ancak çocukluk yıllarında edinilir.
Bu kitapta her gün için farklı bir hikâye var. Her biri çocuklarımıza bir kelimeyi öğretmekle görevli... Çocuklarımız dinimizle ilgili bu kelimeleri bu kitap sayesinde zorlanmadan, sıkılmadan ve kolaylıkla öğrenebilirler.
Küçük Tarık’ın heyecan verici serüvenleri sayesinde, çocuğunuz bu kuralları zevkle öğrenebilecek. Siz de onun ne kadar hızlı kavradığına şaşıracak, hikâyeler içine saklanmış bilgilerin taze zihinlerdeki kalıcılığına hayret edeceksiniz.
Bugüne kadar binlerce öğrenciyi yetiştiren bir eğitimci olarak, sorunun temelinde çocuklarla geçirilen kaliteli birlikteliğin azlığının önemli bir yeri olduğunu belirtmek isterim. Bu bağlamda; “Yavrum, kitap aldım, oku!” demek yerine hep beraber kitap okumak çok daha doğru bir adım olacaktır.
Peygamber Efendimizin hayatını sevgili çocuklarımız için yazmaya çalıştık. Amacımız, Sevgili Peygamberimizi, gül yüzlü çocuklarımıza sevdirebilmektir. Şüphesiz ki bu konuda en büyük görev siz büyüklere düşüyor.
İnsan doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı yere yabancılaşır bazen. Başka bir yerdenmiş ve hatta başka biriymiş gibi olur. En çok gitmek ister öyle zamanlarda, uzaklaşmak ve hatta belki de kaçmak ister.
Çoğu cesaret edemez buna. Peki ya cesaret edebilsen? Karanlıktan çıksan aydınlığa? Gönlünü bir kelepçe gibi saran her şeyden kurtulsan? İnanmak denen su serpilse ateşinin üzerine?
Amel ve fiil deyince çoğu insanın aklına eliyle yaptıkları gelir. İki dudağın arasından çıkıveren sözler, pek amel sınıfından görülmez. Halbuki, kişiyi mü'min kılan da, iman dairesi dışında tutan da, son tahlilde, dildir.
Bir şehrin sahipleri o şehrin toprağının üzerinde yaşayan, gezen, adım atanlar değildir. O şehre gönül verip o toprağın altında ölseler bile hâlen dahi diri bir gönülle yatanlardır bence.
Büyük boy Çocuklar için Erdemli Masallar Seti -1 Bu set 4 hikaye kitabı ve 1 Namaz boyama kitabından oluşmaktadır. Çocuklarımıza erdemli değerler kazandırmak için çok önemli hikayeler yer almaktadır. Sette yer alan kitaplar; -Vefakar Deve -Gülerek Ölen Tilki...
Mü'minin miracı olan namaz anlarından sonra, kulun Rabbine en yakın olduğu anlardır münâcât anları.
Münâcât, kulluğumuzu ne derece idrak ettiğimizin ve Rabbimizi ne derece tanıdığımızın da bir nişanesi hükmündedir.
Namaz, İslâm'ın imandan sonra en mühim emridir; dinin direği ve Müslümanlığın en temel ibadetidir. Namaz, imanın alâmetlerindendir. Namaz, kul ile Allah arasında yüksek bir bağ, ulvi bir iletişimdir.
Nasreddin Hoca Fıkraları Nasreddin Hoca” deyince gözümüzün önüne, başında kavuğu, üzerinde uzun cübbesi ve meşhur eşeğiyle sevimli bir hoca gelir. Yüzümüzde sebepsiz bir gülümseme kalır onun ismiyle birlikte. Günlük hayatımızın içinde olan bir akraba, bir tanıdık gibidir....
İnsan derdini anlatmak için onlarca yol bulabilir belki kâri. Kimi söyler, kimi ağlar, kimi kaçar gider ve kimi de yazar. Ama bence en asil olanı susmak.
Patatesspor okullar arası turnuvada yarışıyor!
Rakipler çok güçlü.
Yani bu sefer gerçekten de işleri çok zor!
Ama kararlılar okullarına şampiyonluk kupasıyla dönmeye.
Cumali, Mehmet, Ferhat, Aydın ve Köfteci… Birbirlerinden ayrılamayan beş arkadaş. Dostlukları, hayalleri ve azimleri sayesinde başaramayacakları hiçbir şey yok… Demek isterdim ama Patatesspor efsanesi tarihe karışmak üzere!
Çocuklarımızın ve gençlerimizin örnek alabilecekleri en mükemmel insan, Peygamberimizdir. Peygamberimizin ahlâkını rahatlıkla kendimize örnek alabiliriz. Taklit edebilir, ahlakımızı güzelleştirebiliriz. Peygamberimizin ahlâkını ne kadar öğrenirsek hayatta o kadar başarılı olur ve mükemmele ulaşabiliriz. Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanlığı´nın 2224 sayılı 29.12.1986 tarihli Tebliğler Dergisi´nde yayınlanarak okullara tavsiye edilmiştir. Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı´nın 16 Mart 1988 tarih ve K/212-3/494 (Mütalaa No: 24) sayılı yazılarıyla Diyanet İşleri Başkanlığı´nca tavsiye edilmiştir. ...