(...) Derken o yolculukta bir an geliyor, durup geriye bakma gereği duyuyorum. Geçtiğim yolları, uğradığım durakları, güzergâh boyu karşılaştıklarımı anımsıyorum.
“Bakma” ve “bakılma” takıntısı olan karakterlerin, farklı zamanlarda ve mekanlarda geçen öykülerini anlatan kitap, teknik olarak bir sözlük gibi kurgulanmıştır.
"… bir gün bir bilge, kendi türleriyle uçmayı reddeden iki ayrı cins kuşa rastlar yol kenarında. Hayli merak eder bu iki farklı yaratığın nasıl olup da kendi aileleriyle, ait oldukları yerlerde yaşamak istemediklerini, nasıl olup da bir 'yabancı'yı kendi kardeşlerine yeğlediklerini. Biri karga, biri leylek...
Yazarın ilk romanı olan bu eserde tasavvuf teması işlenmiştir. İstambul’a gelen bir derviş aracılığıyla eski İstanbul yaşamını anlatan yazar, yüzlerce yıl önceki insan aklını ve ruhunu meşgul eden düşüncelerin, bugünden pek farklı olmadığına dikkat çekmiştir.
Sizinle doğanın büyük bir sırrını paylaşacağım! Ödülünüz sağlık olacak! Hazırsak başlayalım… Sıkı durun! Çünkü çok ama çok şaşıracaksınız… Uyarayım, ezberinizi bozacağım!
Acının ve kederin hayatlara girdiği yer şehrin aynaları olmuştur.” Yazar, farklı tarzda öyküleri ile okuyucularına her sayfada bir solukta okuyacağı kitap sunmuştur.
Elif Şafak’ın anne olduğu senede geçirdiği doğum sonrasını bunalımını anlattığı, aynı anda hem anne hem de yazar olmanın güzelliklerinden ve zorluklarından bahsettiği otobiyografik eseri Siyah Süt,...
Suçumuz İnsan Olmak, İstanbul’da felsefe okuyup Ankara’da memur olarak çalışan evli ve çocuklu Nuri’nin bir tesadüf sonucu karşılaştığı Nedret’le arasında geçen platonik aşkı anlatıyor.
Yolu İstanbul’a düşen bir fil bakıcısı olan Cihan, burada Mimar Sinan ile tanışır ve büyük mimarın çırağı olur. Mimar Sinan; Cihan ve fili Çota ile birlikte tarihin en muhteşem mimari eserini ortaya koyarlar.